27 Mayıs 2014 Salı

yenebilecek gerçek lezzetlerden..




Malzemeler
- Kalamar

-Un
-Tuz
-Şeker
-Karbonat




Hazırlanışı



Temizlenmiş ve halka hakla kesilmiş kalamarları tuz, şeker ve karbonatla elimizle ovalayarak yumuşatırız. Yarım bardak süt dökerek 8 saat dinlendirilir. Una bulayarak bol kızgın yağda kızartırız.SERVİS ÖNERİSİDİR: Mayonez ne maydanozla servis edebilirsiniz.

23 Mayıs 2014 Cuma

 Biberli Cevizli Ekmek






Cevizli Biberli Ekmek Tarifi


Malzemeler

  • 1 adet ekmek hamuru
  • 1 su bardağı ceviz ( küçük parçalanmış)
  • 150 gr beyaz peynir
  • 100 gr taze kaşar(isteğe bağlı)
  • 1 orta boy soğan (ince doğranmış)
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • Kekik, karabiber, kırmızı biber, kimyon
  • 1 yumurta akı
  • 2 çorba kaşığı sıvıyağ
  • Bir fiske tuz

Hazırlanışı

  • Bütün malzemeleri bir kabın içinde yoğurun.
  • Ekmek hamurunu dikdörtgen şeklinde açın.
  • Malzememizi hamurun içine koyun
  • Önce yan tarafları kapatın.
  • Sonra hamuru  rulo şeklinde sarın.
  • Üzerine ayçiçek yağı sürüp 180 derecedeki fırında verin.
  • 35-40 dakika sonra fırından alın.
  • Fırından alınca hamurun üzerine su sürün.
Önemli not; Bütün malzemeler çiğden konuyor.Soğanın çiğden konulması ayrı bir tat katıyor. Yumurta akı ise peynirlerin dağılmaması için.




22 Mayıs 2014 Perşembe

Kısır Tarifi

kısır tarifi
Türk çay sofralarının baş yapıtlarından kısırı, yaz ortasında tadilat halinde olan evin buzdolabında bulundurup, acıkana soğuk soğuk vermek üzere de kullanabilirsiniz;) Aşağıdaki malzemelerle, 12 kişiye yetecek ölçüde kısır oluyor, dolayısıyla siz ölçüleri kendinize göre azaltabilirsiniz.
Malzemeler:
- 2 büyük su bardağı dolusu (çay kupası da olur) ince bulgur
- 2 büyük su bardağı dolusu kaynar su
- 1 çorba kaşığı domates salçası
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- 8-10 dal taze soğan
- Yarım demek maydanoz
- Çeyrek demet taze nane (Tazesi yoksa, 2 tatlı kaşığı kuru nane de olabilir.)
- 2 domates
- 2 yeşil, 2 kırmızı etli biber
- 2 limonun suyu
- Nar ekşisi
- Yarım çay bardağı zeytinyağı
- Tuz
Bulgurları bir kaseye koyun, üzerine bir tatlı kaşığı tuz ekleyin.
İçerinde salçaları erittiğiniz iki bardak kaynar suyu, bulgurların üzerine ekleyin.
20-30 dakika boyunca, kapağı kapalı şekilde dinlendirin.
Bulgurlar bir kenarda şişerken, yeşil ve kırmızı biberleri küp küp doğrayın. Bir kaşık yağ eklediğiniz tavada, hafif yumuşayıncaya kadar soteleyin.
Onlar tavadayken, büyükçe bir kaseye ince ince taze soğanları, maydonoz ve taze naneyi doğrayın.
Bulgurlar şiştikten sonra (20-30 dakika), yeşil malzemelerle bulgurları birleştirin. İçine sotelenmiş biberleri de koyun. Limonunu, nar ekşisini ve zeytinyağını da ekleyip, kaşıkla iyice karıştırın.
kısır yapımı ve tarifi
En son domatesleri de küp küp doğrayıp kısırınıza ekleyin. (Domates kısırı sulandırabilir. Ama ben çekirdekli sulu kısımlarını eklemiyorum.) Şöyle bir son kez karıştırıp, ikram edin.
kısır yapımı ve tarifi
kısır yapımı ve tarifi
kısır tarifi ve yapımı
Not: Kısırın içine keyfinize göre kırmızı pul biber veya kimyon gibi baharatlar da koyabilirsiniz. Bazıları taze soğan yerine kuru soğan koyabiliyor. Bazıları kuru soğanı tavada soteleyip öyle koyuyor. Bazıları maydanoz yanında, dereotu da ekliyor. Kısacası, her yiğidin bir kısır yapışı oluyor, bizimki de böyle. Siz ana hatlarını anladıktan sonra kendi reçetenizi oluşturabilirsiniz.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Güveçte Mantarlı Tavuk Tarifi

güveçte mantarlı tavuk sote tarifi
Güvecin verdiği tat ve kokunun özünde meğer kuyruk yağı ile yağlanması da varmış. Yeni alınmış güveç ilk kullanımdan önce, çatlamasın diye kuyruk yağı ile yağlanıp fırına veriliyor. Sonra içinde yapılan yemeklere de o koku siniyor. Tabii ki, gitgide azalan bir tat ve koku. Kuyruk yağı deyince çoğu insana itici gelse de, eğer size ağır gelmiyorsa mutlaka bu şekilde yapın. Bana bırakın ağır gelmeyi, gayet de tadından yenmez geldi.
Malzemeler:
- Yarım kilo kadar kuşbaşı kesilmiş tavuk kalça/but eti
- 300 gram mantar
- 2-3 sivri biber
- 2-3 domates rendesi
- 3 diş sarımsak
- 2 kaşık zeytinyağı + 1 kaşık tereyağ
- 1 çay bardağı sıcak su
Üzerine eklemek için: Rendelenmiş kaşar peyniri
tavuk güveç tarifi
Tavukları yağ eklenmiş tavada suyunu salıp çekene kadar soteleyin. Ardından içine ince doğranmış sarımsağı, biberi, mantarı ve domatesi de ekleyip, biraz daha pişirilir. Ardından güveçlere bölüştürülüp, üzerlerine biraz kaşar peyniri serpilerek, 180-200 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.
Not: Güveç konulan yemeğin suyunu emiyor, o yüzden fotoğraftaki gibi bol sulu koymak lazım.
güveçte tavuk tarifi

Zeytinyağlı Taze Fasulye tarifi

zeytinyağlı taze fasulye
Herşey çiğden konulan ve pişirilen, yaz sofralarının olmazsa olmaz yemeği… Bir tabak soğuk soğuk taze fasulye ve yanında bir dilim yoğun köy ekmeğini hiçbirşeye değişmem. Tarifi vermek için uygun mevsimi biraz kaçırdım, ama seneye yazın faydalanırız artık:)
Malzemeler:
- 1 kilo taze fasulye
- 4 kuru soğan
- 6 domates
- 1 tatlı kaşığı dolusu tuz
- 3 minik veya 2 normal kesme şeker
- Yarım çay bardağı zeytinyağı
Biz şeker fasulye sevenlerdeniz. Fasulyelerin kılçıklarını ayıklayın. Eğer geniş çalı fasulyesi aldıysanız, uzunlamasına ikiye bölebilirsiniz. Soğanları yemeklik doğrayın, domateslerin kabuklarını soyup, doğrayıp soğanların içine ekleyin. Tuzunu da ekleyin. (Annem bu aşamada eliyle 5-6 kez yoğuruyor bu harcı. Siz kaşıkla da karıştırabilirsiniz.) Fasulyeleri tencereye koyun ve harçla birlikte iyice harmanlayın. En sonunda zeytinyağını ve kesme şekerleri ekleyip, orta harlı ateşe koyun. Kaynamaya başlayınca, en kısık ateşe alıp, fasulyeler yumuşayıncaya kadar pişirin.
zeytinyağlı taze fasulye
Not: İçinde bol domates olduğu için, ayrıca su eklemeye hiç gerek olmuyor. Taze fasulyeyi, soğanları kavurarak yapan da var. O şekilde de güzel bir yemek oluyor, ama bana çiğden pişirilenkindeki tazelik hissini vermiyor. Daha bir yemek gibi oluyor. (Anladınız siz onu:)
Fasulye oda sıcaklığında iyice ılındıktan sonra, buzdolabına koyun. Bir gece bekleyip ikram ederseniz, harika olacaktır.

20 Mayıs 2014 Salı

                         
 SU BÖREĞİ :)

                    

  • Kırşehir yöresine ait bir börek olup, tüm Anadolu'da değişik şekillerde yapılmaktadır.
  • Bol yumurta ile yoğrulan normal sertlikteki hamurlar el dolduracak büyüklükte bezilenir.
  • Bir süre dinlendirilen bezelenmiş hamurlar açılarak normal yufka büyüklüğüne getirilir.
  • Daha sonra büyük bir kazanda kaynatılan suyun içinde 2-3 dakika tek tek pişirilerek tabanı sıvı yağ ile yağlanmış tepsiye döşenir.
  • 4-5 kat yufkanın üzerine hafif ateşte yağda kavrulmuş maydonozlu kıyma ya da peynirle yapılan harç dökülerek tepsinin her tarafına yayılır.
  • Sonra üzerine 4-5 kat daha yufka konularak ateşte kızartılır.
  • Dilimlenerek servis yapılır.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Zeytinyağlı dolma. Egeni güzelliklerinden







 Malzemeler


 - 1 Tutam Dere Otu 
 - 2 Çorba Kaşığı Dolmalık Fıstık 
 - 30 Adet Dolmalık Yeşil Biber 
 - 2 Adet Domates 
 - 1 Çay kaşığı Karabiber 
 - 6 Adet Kesme Şeker 
 - 2 Adet Kuru Soğan 
 - 3 Çorba Kaşığı Kuş Üzümü 
 - 1 Adet Limonun Suyu 
 - 2 Su bardağı Pirinç 
 - 4 Su bardağı Sıcak Su 
 - 2 Çay kaşığı Tuz 
 - 2 Tatlı kaşığı Yenibahar 
 - 2 Çorba Kaşığı Zeytinyağı 
-  1 Çay bardağı Zeytinyağ


Hazırlanışı

Pirinci ılık tuzlu suda 30 dakika bekletin. Bol suda yıkayıp süzün. Üzümleri ayıklayıp yumuşaması için ılık suda 10 dakika bekletip süzün. Dolmalık fıstıkları teflon tavada pembeleştirin. Soğanları soyup zardan ufak doğrayın. Dolmalık biberlerin üst kısmını kapak şeklinde kesip (kapakları atmayın) çekirdeklerini temizleyin. Domatesleri ince dilimleyin. Zeytinyağını tencerede ısıtıp soğanı rengi kahverengi olana kadar kavurun. Pirinci ilave edip kısık ateşte karıştırarak 10-12 dakika kavurun. Dolmalık fıstık, kuş üzümü, yenibahar, tuz, karabiber ve kesme şekeri ekleyip karıştırın. 2 su bardağı sıcak su ve dereotunu ilave edin ve iyice karıştırın. Tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte suyunu çekinceye kadar pişirin. Ocaktan alıp limon suyunu ekleyin ve karıştırın. Tekrar kapağını kapatıp 20 dakika dinlendirin (pirinçler diri kalmalı). Hazırladığınız iç malzemeyi dolmalık biberlere üstten 1 parmak boşluk bırakacak şekilde paylaştırın. Üzerlerine birer domates dilimi yerleştirip üzerlerine kapak şeklindeki biberleri kapatın. Tencereye dizip kalan 2 bardak sıcak suyu ekleyin ve üzerini (dolmaların dağılmaması için) porselen bir tabakla kapatın. Tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte 20 dakika pişirin. Ilıyan dolmaları cam tepsiye dizip üzerlerine iki çorba kaşığı zeytinyağı gezdirin. 200 dereceye ayarlı fırında 15-20 dakika pişirin. Ilıdıktan sonra servis yapın

Tenekede tavuk. Harika bir lezzet


TENEKEDE TAVUK  :))




Malzemeler
  • 1 adet orta boy tavuk
  • 3-4 patates
  • 3-4 soğan
  • Tuz
  • Tavuğu kapatabilmek için 1 adet teneke :)








Hazırlanışı
Öncelikle 30-40 cmlik kazığı toprağa iyice yerleştiriyoruz sonra etrafını eşeliyoruz patateslerimizi ve soğanlarımızı koymak için, en son olarak tuzla ovduğumuz tavuğumuzu kazığa yerleştiriyoruz. Üstünü teneke ile kapatıyoruz, yavaş yavaş yaktığımız ateşle yaklaşık 1 saat pişiriyoruz.
NOT: Tavuğun içi iyi pişsin diye bıçakla çizdim.
Harlı ateşte pişirirseniz eğer tavuğun dışarı kızarır içi çiğ kalır.
Tenekemiz iyice kapansın diye üzerine ağırlık ya da taş koyabilirsiniz

  Saç Arası

SAÇ ARASI

Yine Konya’ya özgü nefis bir tatlı. Eskiden, hazırlanan tatlı tepsisi sacın üzerine konur, ocağa oturtulurdu. Üzerine ikinci bir saç kapatılır ve o sacın üzerine ocaktan alınan meşe odununun korları döşenirdi. Böylece tatlı tepsisi iki saç arasında pişerdi. Saadet Ongun Hanımefendiyi dinleyelim:
“Bir kaşık tereyağı, iki yumurta, ev unu, su, tuzla hamurunu yoğuracan. Cevizden büyük beze tutup dinlendirecen. Aç, az yağlayıp, ikiye katlayacan. Bir sıra kaymak koyup saracan, tepsiye döşeyip iki sac arasında pişirecen. Üzerine çok az yağ serpecen. Pişince kestirmesini (şurubunu) dökecen. Afiyetle yiyecen”. :)

5 kişiden fazla
Pişme Süresi:35 dakika
Fırın Isısı: 200 derece
Tepsiyi Yağlamak İçin:
2 yemek kaşığı tereyağı
Hamuru İçin:
2 yumurta
1 yk tereyağı(eritilmiş)
½ sb su
1 tk tuz
5 sb un(ikinci kalite ev unu)
1 sb un(açma payı)
250 gr tereyağı(eritilmiş)
250 gr kaymak
1 sb pudra şeker veya 1 ölçü baklava şurubu
       
      Yapılışı: Tepsiyi yağla. Bir kapta yumurta, tereyağı, su, tuz ve alabildiği kadar unla kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğur. Yumurta büyüklüğünde bezeler yap, yaş bez ört, 30 dakika dinlendir. Çok ince aç, eritilmiş yağdan bir kaşık serperek yağla, ikiye katla. Orta kısmına kaymak koyarak çubuk şeklinde sar. Tepsinin dışından başlayarak içe doğru döşe. Yufkalar bitince kalan yağı kızdır,üzerine serperek gezdir. Fırında pembeleşinceye kadar pişir. Yüzüne pudra şeker serp veya soğuk tatlı şurubunu gezdir.

18 Mayıs 2014 Pazar

Çiğ köftenin Tarihi

Çiğ köfte; bulgur, isot, kıyılmış et, salça, soğan, maydanoz ve çeşitli baharatların yoğurulup karıştırılması ile hazırlanan, pişirilmeden tüketilen, Şanlıurfa yöresine ait bir yiyecektir. Şanlıurfa'nın dışında Adana, Adıyaman, Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Elazığ, Malatya gibi illerde de yöresel farklılıklar gösteren çiğ köfteler yapılır. Genellikle ince ve uzun (sıkma) köfte parçaları şeklinde ve marul yaprağı ile servis edilir. Şanlıurfa'da açık, bazı yörelerde de lavaş ekmeği ile tüketilir. Çiğ köfte, muhteviyatındaki bulgurun şişme özelliğinden dolayı bekletilmeden, tazeyken yenmesi gereken bir besindir.
      Cağ kebabı, 'cağ döneri' veya 'yatık döner' Keçi ve Kuzu etinden yapılan bir çeşit kebaptırErzurum'un Tortum, Uzundere, Oltu, Olur ilçeleri ile Artvin'in Yusufeli ilçesine ait olan cağ kebabı, önceden terbiye edilmiş etin yatık bir şişe geçirilip odun ateşi üzerinde pişirilmesiyle hazırlanır. Cağ adı verilen şişler kullanılarak servis yapıldığından bu adı almıştır. Servisi, yine yöreye özgü lavaş ekmeği ile beraber yapılır. Birçok yerde, yanlış olarak 'çağ kebabı' şeklinde telaffuz edilmektedir.
Malzemeye soğantuz ve karabiber eklenir ve hazırlanan parça et'lere eklenen soğan, reyhan, tuz ve karabiber gibi baharatlar et ile iyice yoğrulur. Eğer daha fazla lezzetli olması istenirse hazırlanan et dinlendirilir ve 24 saat serin ortamda veya buzdolabında bekletilir ve bu süre sonunda Cağ kebabı pişirilmeye başlanabilir. Et yatık biçimde odun ateşinini kızgın közünde 10 veya 15 cm yüksekte veya mesafede pişirilir ve Döner bıçağı ile birer porsiyon kesilip ızgara üzerine alınır.Burada et biraz daha pişirilir. Tandır ekmeği ve Lavaş ekmekle servis yapılır. Ayrıca yanında yöresel ayran ya da şalgam tüketilmektedir.

17 Mayıs 2014 Cumartesi


         Etliekmek, Konya ve Sivas'ın en meşhur yemeklerinden biridir.
Etli ekmeğin malzemeleri: kuzu eti, soğandomates ve biberdirKoyun eti kıyma makinasında çekilerekte yapılır. Aslında en ideali etin maksimum en küçük bir şekilde elde kuşbaşı doğranması daha da lezzet katmaktadır Soğandomates ve biber bıçak ile ince bir şekilde doğranır. Kıyma ile hazırlanan karışım iyice karıştırılır. Hazırlanan etli ekmek içeriği odun fırınına götürülür. Fırıncı eli ile uzunlamasına açtığı hamura bu karışımdan bir avuç kadar koyar ve hamurun üzerine yayar. Hamuru ideal uzunluk olan 90 cm kadar eliyle sündürür. Fırın küreğinin üzerine konur ve fırına sürülür. Bir süre piştikten sonra, pişmeyen yönü çevrilir. Pişme işlemi bitince fırından çıkarılır. Bıçakyardımıyla dilimlere ayrılırak servis yapılır. Etli ekmek, salataayran birlikte tüketilebilir.
       Konya'nın ilçe ve köylerinde düğünmevlid ve sünnet törenlerinde misafirlere etli ekmek ikram edilir. Yapımında esmer un kullanıldığı ve esmer un genel olarak en fazla kullanıldığı için, Konya'da aldığınız tadı başka bir yerde almanız pek mümkün değildir. Pide ile karıştırılmaması, ve pide olarak adlandırılmaması gerekir, nitekim pideden çok farklı bir yiyecek türüdür.
Kuru bamya çorbası tarifi

MALZEMELER
  • 100 gr. küçük doğranmış koyun eti
  • 25 gr. kuru bamya
  • 1,5 kaşık margarin
  • 1 adet orta boy kuru soğan
  • 1 tatlı kaşığı salça
  • 1 su bardağı et suyu
  • 1 adet limon
  • 1 tatlı kaşığı tuz

Kuru bamya çorbası tarifi hazırlanışı:

  • Kenar kılçıklarının çıkması için bamyaları bir peçetenin arasında ovun.
  • Ovduktan sonra bir borcam tencereye yerleştirin ve üzerine çıkacak kadar su koyun.
  • 1 tutam tuz atıp 5 dakika haşlayın.
  • Kuşbaşından küçük doğranmış etleri de ayrı bir kapta haşlayın.
  • Bir başka borcam tencerede, soğanı pembeleşinceye kadar margarinle kavurun.
  • Daha sonra, sulandırılmış salçayı soğana ilave edin, 1 taşım kaynatıp et suyunu ekleyin.
  • Kaynamaya başlayınca limon suyunu da ekleyin.
  • Haşlanmış bamyayı ve etleri de dökün.
  • Tuz koyup yarım saat pişirdikten sonra servise sunabilirsiniz.
  • Limonu az gelirse kişinin arzusuna göre ilave edilebilir.

Mantının Tarihi
Mantı denilince birçoğumuzun aklına ilk gelen şehir Kayseri oluyor şüphesiz.Peki nedir bu Kayseri mantısının özelliği?Kayseri mantısının özelliklerinden bahsetmeden önce şunu belirtmekte fayda var ki, Kayseri´de geleneksel olarak yapılan ve en çok bilinen klasik “Kayseri mantısı” dışında da birçok farklı tipte mantı yapılıyor. Börek çorbası, (mantı çorbası olarakta biliniyor) Şebit, Yağ mantısı, Piravu, Tepsi mantısı,Paşa, Çerkez bunlardan bazıları. Herbiri farklı içlerle ve kapatma tipleriyle değişik şekillerde pişirilerek hazırlanıyor.
Bazı araştırmalara göre mantı sayısının 36 civarında olduğu söylense de klasik ve geleneksel olarak en çok bilinen ve yapılanı etli olanıdır.
Kökleri Çin´e uzanan ve Orta Asya Türkleri tarafından Anadolu´ya getirildiği düşünülen mantı, kelime olarakta Çin-Kore kökenli “mantou” dan gelmektedir.
Orta Asya´da 13. yüzyıldan ve belki de daha öncesinden beri bilinen mantı,15. yüzyıl Osmanlı mutfağınında en gözde yemeklerinden biriymiş.Öyle ki, Fatih Sultan Mehmed´in sabah sofraları için haftanın beş günü mantı pişirilirken, 16. yüzyıl II.Beyazıt döneminde de Topkapı sarayının sonbahar yemekleri listesinde yeralmış. Ancak mantı, günümüzdekinden farklı olarak Osmanlı mutfağında, nohut vb. bakliyat eklenerek buharda pişirilerek hazırlanıyormuş.
Kayseri Mantısının Özellikleri:
Kayseri mantısının en önemli özelliği, oldukça küçük kapatılmasıdır.Bunun ölçüsü, eskiden beri söylenerek günümüze kadar gelmiş olan “bir şimşir kaşıkta kırk tane mantı” olarak belirlenmiştir.Eskiden evlenecek olan genç kızlar için bu ölçü bir tür sınav olarak yapılırmış.
Bende bunu denedim oldu ancak herseferinde kaşığa kırk tane sığdırmaya çalışacağımdan hiç emin değilim.
Bir başka özelliği ise diğer mantılardan farklı olarak kıvamı daha suludur.Bunun için mantının kaynatıldığı suya, salça ve yağ önceden konularak mantıyla birlikte pişmesi sağlanır.Servis yapılırken suyuyla birlikte yapılır.
Birçok Kayseri´li mantıda Reyhan (fesleğen) baharatı kullanırken, Kayseri mantısının olmazsa olmaz baharatlarından biri de Sumak´tır.
Ayrıca çok belirgin ayırt edici bir özellik olmamakla birlikte, mantı hamurunun fırınlanmadan ve iç harcın kavrulmadan yapılabileceği de söylenebilir.
Bunlarla birlikte mantı konusundaki şahsi fikrim sorulacak olursa şunları eklemek isterim:
Öncelikle hazırlamış olduğunuz herhangi bir mantının, yukarıdaki özelliklere sahip olsun ya da olmasın büyük bir emeğin sonucu olduğu düşünülecek olursa, adının çokta önemli olmadığını hatırlamanızı dilerim.
Diğer yandan mantı hazırlarken, hamuru ince, iç harcını mümkün olduğunca çok tutmanızın besleyici olması açısından en doğru yöntem olduğunu söylemekte yarar var.Maalesef günümüzde piyasada satılan birçok hazır mantı çeşidi, sadece hamurdan ibaret olmakla birlikte, besleyici özellikleri de yok denecek kadar azdır.Aynı şekilde evlerde hazırlanan iç harcı az konulmuş kalın hamurlu mantılarında durumu çok farklı değildir.
Pişirme suyuna ekleyeceğiniz haşlanmış nohut ya da yeşil mercimekle mantınızın besleyici değerini arttırabilirsiniz.
Ayrıca sarmısaklı yoğurt üzerine gezdireceğiniz yağı yakmamaya dikkat ederken, tereyağı yerine zeytinyağı kullanmanızında kalori miktarı açısından çok daha sağlıklı olacağını hatırlatmak isterim.
Sizlerde biraz emek ve sabırla, birçok besin grubunu içerisinde bulunduran ve bunları ölçülü olarak usulüne uygun biraraya getirdiğinizde besleyici değeri yüksek olan mantılar hazırlayabilirsiniz. Mantı yapmayı öğrenmek ve uygulamak isteyen herkese kolay gelsin diyerek tarife geçiyorum.
Malzemeler (4 kişilik)
Hamur için:
300 gr elenmiş tam buğday unu (2 su bardağı)
1 yumurta
1 tatlı kaşığı tuz
Yarım su bardağı ılık su
(Ununuzun su kabul etme oranına göre, suyu bir miktar arttırıp ya da azaltabilirsiniz)
Harç için:
300 gr dana kıyması
1 kuru soğan (çok ince doğranmış)
4 çorba kaşığı zeytinyağı
Reyhan (fesleğen), karabiber,kekik, pul biber tuz
Yoğurt Sosu için:
300 gr yoğurt
3 diş sarımsak (ince kesilmiş ve ezilmiş)
1 çay kaşığı tuz
Salçalı Sos için:
4 çorba kaşığı domates salçası (2 çorba kaşığı su ile inceltilmiş)
4 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağ
Üzeri için:
Sumak
Hazırlanışı:

Unu geniş ve cam bir kaseye eleyerek koyun.Tuzunu dökerek unun ortasını açın.Suyu ve yumurtayı ekleyin.Etrafındaki undan azar azar alarak sert ve ele yapışmayan bir hamur elde edene kadar yoğurun. Yuvarladığınız hamuru nemli bir mutfak beziyle üstünü kapatarak 30 dakika dinlendirin.
Bu arada iç harcı hazırlayın.

Zeytinyağında soğanı 5 dakika soteletin.Kıymayı ilave edin ve birlikte 5 dakika daha pişirin.Baharatlarını ilave edip bütün malzemeyi karıştırarak ocağı kapatın.
Dilerseniz iç harcı çiğ olarakta hazırlayabilirsiniz.
Dinlenen hamuru 2 eşit parçaya ayırın ve ilk parçayı oklava ya da merdane yardımıyla yufkadan çok az kalın açın.Diğer hamur nemli bezin altında beklesin.
Açtığınız hamuru 1,5 cm.lik kareler halinde kesin.Hamurların üzerine kıymalı harçtan koyun ve dört köşesi birleşecek şekilde kapatın. Sonra diğer hamuru da aynı şekilde hazırlayın.
Dilerseniz bu haliyle dilerseniz 10 dakika kadar 180 derecede fırınlayarak pişmeye hazır hale getirin.
Mantıları pişirmek için kullanacağınız tencereye 1lt su koyup kaynatın.Mantıları kaynayan suya atarak pişirin.Mantıların piştiğini suyun üstüne doğru çıkmaya başladıklarında anlayabilirsiniz.Bu süre yaklaşık olarak 10-15 dakikadır.Bu aşamada Kayseri mantısının usulüne uygun yapmak istiyorsanız mantılar haşlanmaya başladıktan 5 dakika sonra, bir tavada 2-3 dakika pişirdiğiniz domates salçası ve  zeytinyağı ya da tereyağını kaynayan suya ilave edin.5 dakika daha pişirin.Eğer sulu bir kıvam istemiyorsanız, mantıları 10-15 dakika haşladıktan sonra suyunu süzün ve servis tabağına alın.Salça ve yağdan oluşan sosu döküp üstüne sarmısaklı yoğurt ilave edin.
Sumak serperek servis yapın.Dilerseniz ek olarak maydanoz ve nanede kullanabilirsiniz.

Afiyet Olsun!

15 Mayıs 2014 Perşembe




manisa kebabı (Tatar kebabı)


Bu kebabı Yöresel yemeklerde mi yoksa etli yemekler bölümünde mi vereyim kestiremedim. Çünkü bu kebap hem yöresel hem değil 

Bu kebap kimi yerde Manisa Kebabı diye geçer, kimi yerde Krep Kebabı... Ama daha çok aslının Tatar Kebabı olduğunu ciddi ciddi öne sürenler de var.
(Geçenlerde de bir TV kanalında da krep katları arasına pişmiş soğanlı kıymalı iç koyarak bir yemek yaptılar... Adına da Urfa Kebabı dediler...) Ama doğrusu krep sözü işin içine girince o yemek bana yöresel olamayacak kadar yabancı geliyor... Krepe neden akıtma denmez bilmem... Acabaakıtmanın içine yumurta konulunca mı adı krep oluyor?.. Ama bana göre akıtma akıtmadır... Gerçekten, dikkat ettiniz mi; bazı şeyleri kendi dilimizde söylediğimizde bayağı, basit ve köylü; ama, aynı şeyin adını frenk dilinden söyleyince şehirli, nitelikli ve modern olarak algılar olduk... Bu saplantımız, son dönemde edindiğimiz yeni tür aşağılık kompleksimizden başka bir şey değil. Dükkan adlarına bakmanız yeter.... Frenkçesine razı oldum, Türkçe isimleri bozarak akılları sıra frenkçeleştirerek yazıyorlar... Örneğin Börekçi değil de Börekchia gibi... Neyse denilecek bir olay değil ama biz asıl işimize dönelim..

Aslında bu kebabın Tatar Türklerinden olan Rahim Usta tarafından 1925 lerde Halep'ten Manisa'ya getirildiğine dair ciddi bilgiler var. İşte, bu kebaba Tatar Kebabı denmesinin nedeni buymuş. Bu ayrıntı bence çok önemli. Çünkü, asıl Manisa Kebabı'nın bu size tarifini vereceğim kebapla uzaktan yakından ilgisi yok... Onun yapılışı başka...

Ama Manisa Kebabı, ama krep kebabı, ama Tatar Kebabı... Ne derseniz deyin sonuçta lezzetli mi lezzetli... Bir de üstelik konuk sofrasına yakışan cinsten... Albenisi yerinde yani..

Bakın Gazeteci Hıncal ULUÇ festival nedeniyle Manisa'ya gittiği sırada bu kebapla ilgili gözlemlerini 27.05.1998 günü Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde nasıl yazmış:

'" '.................' Gülcemal ünlü Manisa Kebabı'nın en iyi yapıldığı yermiş kentte.. Tatar Kebabı imiş aslı.. Tatarlar getirmiş yıllar önce kente.. Sonunda Manisa Kebabı olmuş çıkmış..

Kebab geldi önüme kondu.. Utanmasam "Ben bunu yiyemem" diyeceğim.. Kebab, geniş bakır sahandaki tereyağı içinde yüzüyor..

Yağı unutalı yıllar olmuş.. Biraz yağ gördüm mü tabakta, daha tatmadan tıkanıyorum.

Ama öyle keyifle getirdiler ki gençler beni.. "Ölüm yok ya sonunda" dedim, onların keyfini bozmamak için.. Ve sonra sildim süpürdüm...

Evet kebabımızın öyküsü böyle... Bu tartışmaya Manisalı katılımcılarımızın bakalım ekleyecek sözleri olacak mı?

14 Mayıs 2014 Çarşamba

KUYU KEBABI  ( DENİZLİ ) 

KEBAP KUYUSU 
Genellikle 1.5m. derinlikte, 85-90 cm. çapındadır. Eski kesme tuğlalardan, sarı toprak harcı ile düz (üst üste)kuyunun orta kısmına doğru içten-dışa bombe verilerek örülür. Baca yüksekliği ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur. 
Kuyunun üstünde kuzuları asmak için demir çubuklar bulunur. Her kuyu ortalama sekiz kuzu alır.Kuyu kapağı ağaçtan yapılmıştır ve sac ile kaplanmıştır. Kapak sıvanırken harç yapmak için kullanılan toprak kullanılır. 

KEBABIN YAPILIŞI 
Kuyu kebabı yapmak için en önemli unsur kuzudur. 
Koyun, keçi gibi küçükbaş hayvanlardan da kebap yapılsa da kuzu kadar lezzetli olmaz. Kuyuda yakıt olarak çıra kullanılır. Çıralı çam odunundan başka odunla veya diğer yakıtlarla kebap yapılamaz. Yapılsa bile çırayla yapılanın tadını vermez. Kuyunun dibi tamamen kapanacak şekilde çıra kütükleriyle doldurulur ve tutuşturulur. Ateş korlandıktan sonra kuyunun dibi kadar genişliği olan ve içine biraz su koyulan bakır tava yerleştirilir. 
Boynundan kuyruk sokumuna kadar yarılan kuzu arka ayaklarından kancalara,kancalarla da kuyunun üzerindeki demir çubuklara takılır ve kuyuya sallandırılır. Kuyunun kapağı örtülerek çamurla sıvanır. Yaklaşık bir buçuk saat kuyu kapalı kalır.Bu sürenin sonunda kapak açılır ve 15-20 dakika havası alınır. Bu süre içersinde kuzunun yağı kuyu dibindeki tavaya akar, tavadaki yağ (kebap suyu)isteyenlere verilir, yemeklerde özellikle pilav yapımında kullanılır. 
Kuzular kuyudan çıkartılır, soğan ve maydanoz ile yapılan piyazı ile birlikte ikram edilir. Kuyu kebabı elle yenilir. 
Kuyuya girerken yaklaşık 12-13 kilo gelen kuzu kuyudan çıktığında altı-yedi kilo kadar gelir. 

13 Mayıs 2014 Salı

İskender kebap veya İskender dönerBursa yöresinin meşhur kebap yemeklerinden biridir. 1867 yılında Kayhan Çarşısı'nda başlamıştır. Aslında temel malzemesi Döner olsa da, İskender'i İskender yapan, üstündeki tereyağdomates sosu, yanındakiyoğurt ve altındaki yağlı pide parçalarıdır. Ayrıca, İskenderin eti herhangi bir dönerin etinden farklıdır.İskender kebabının yapıldığı et Uludağ kekiği ile beslenen koçlardan elde edilir. İskender etinin yağı daha az olur. Kullanılan domates sosu ve yoğurt da kaliteyi çok etkilemektedir.
Adana kebabı, Adana'ya özgü, "zırh" adı verilen, satıra benzer bir bıçak ile elde kıyılan parça etten yapılan bir kebap çeşidi.
Adana kebabını diğer kebaplardan ayıran en belirgin özellik kullanılan ettir. Et, doğal ortamda ve kendine has bir floraya sahip bölge yaylalarında yetiştirilmiş erkek koyunlardan elde edilmiş olmalıdır. Üretim tekniği ve ustalık da ürüne önemli ölçüde farklılık katar. Karışım hazırlanırken kullanılan malzemeleri biber salçası, kırmızı pul biber, kuyruk yağıdır. Pişirme esnasında kesinlikle vantilatör kullanılmamalıdır. Adana Kebabı'nın servisi, tamamlayıcı unsurlar olan yeşillik, sumaklı soğan salatası ve salatayla yapılmalıdır.
Dana eti ile kesinlikle yapılmaz. Sadece kuzu eti, kuzu kuyruk yağı, pul biber ve tuz ile yapılır.Mevsiminde ise pul biber elde edilen ve yörede kök biber denilen kırmızı biber,taze olarak minik küpler halinde doğranıp eklenir.Bunların dışında hiç bir baharat konulmaz. Adana dışında pilav ile yapılan servisler, Adanalılar tarafından makbul karşılanma